21 Ekim 2010 Perşembe

Nöron yolları haritası

.
Hikayelerde konu bütünlüğü olmalıdır diyorlar. Olaylar belirli bir sırayla akmalıymış filan. Oysa ben konudan uzaklaşmayı severim. Sıradan çıkmayı severim. Birkaç sahne önce ne olduğunu anımsamamayı severim. Birkaç sahne sonra ne olacağını umursamamayı severim. Bu sebeple birazdan çok bütünlüklü şeyler yazmayabilirim. Ama size söz veriyorum, bir daha bütünlük kelimesini kullanmayacağım. Ne biçim kelimeymiş lan, nalet gelsin böyle kelimeye.

Kadınlar hikayeleri sever. Bu yüzden yaşadıkları aşkları başka kadınlara anlatırken olduğundan daha fazla hikayeleştirirler. Sonra hikayenin bu yeni halini daha çok severler. Yani birilerine adamı ne kadar sevdiklerini anlatmayı, adamın kendisinden daha çok severler diyorum. Belki de ne dediğimi bilmiyorum. Belki kendi durumuma bir kılıf arıyorum filan. Ama amına koyim böyle durumun. Ne sikko bir durummuş lan bu, şakülümü kaydırdı alenen :/

Bu ara zaman ile ilgili kafam karışık vaziyetlerde biliyorsunuz. Bu konuyu inceleyen bir kitap okuyorum mesela, orada diyor ki "Burundi'de zaman tarif edilir, yani saymak yerine bir özellik atfedilir. Karanlık bir geceye "sen kimsin?" gecesi denir mesela, çünkü hava biriyle karşılaştığınızda yüzünü göremeyeceğiniz kadar karanlıktır ve karşınızdakine kim olduğunu sormanız gerekir." Saymak yerine tarif etmek sizce de çok güzel değil mi la? Bayıldım valla bu fikre. Bundan sonra en sevdiğim kavim Burundililer. Çok kral insanlarmış yemin ederim.

Ben böyle bazen yeni bir şey öğrendiğimde sevinçten çıldırıyorum. Gözlerim parlaya parlaya, hararetli hararetli anlatıyorum böyle ilk gördüğüm kişiye. Gözleri parlaya parlaya dinleyen insanlar buluyorum lan, ne güzel.

Uzatmayayım.

Edit: Çok karışık konuşmuşum, benim kafalar çok karışık çünkü. Ama zaten siktiredin yazıyı, gelin de az muhabbet edelim.
.

32 yorum:

fevkalade olağan dedi ki...

tama konu bütünlüğünden geçtim.. olur yani o olmasa da.. ama en azından bi konu olsaymıştı.. iyimişti.. neyse ben pek kaşınmayayım.. şimdi yok yre gene sinirleniceksin falan.. hiç gerek yok.. asabisin çünkü sen biraz.. biliyosun..
::

Aylin Balboa dedi ki...

Onu iyi dedin bilom. Ben o ara konudan uzaklaşmışım :/

Ama tabi haklı olman sinirlenmeme mani değil. Bağın ve bostanınla hemhal olmaya talibim her daim biliyorsun. İbinesin çünkü, satışçı pezevengin tekisin.

egelimm dedi ki...

Ibneligin luzumu yok biliyom ama hakkaten bisi anlamadim ama brundileri bi belgeselde izlemistim sanki yanlis hatirlamiyorsam neyse guzeldi ablacim yine bekleriz.

du, levande dedi ki...

şindi bu zaman dediğimiz şey biraz denişik tabi. otururken bi bakıyosun mesela aa zaman hiç geçmiyor, hep aynı dakkadasın allah allah, denişik. ama mesela bi daha bakıyosun aa önümüzdeki hafta olmuş. ne çabuk. daha demin geçtiğimiz haftaydı halbuse. burundililer demek ki biraz böyle bu işlerle kafayı bozmuşlar. bi de izolasyon çok güzel bi şey bence. hani mesela hiç evden çıkmıyosun günlerce falan. o çok güzel bi şey olabilir bence. bi de ben bi keresinde deney yapmıştım, hani zaman geçsin diye bi şeylerle uğraşılır ya. öyle yapılır. ben de şey yaptım işte mademse zaman geçmesin diye hiçbi şeyle uğraşmadım. durdum öyle saate bakaraktan. hakaten de çok yavaş geçti saat. böylece deneyim başarılı oldu. zamanı durdurmanız için yapmanız gereken tek şey; hiçbi şey yapmamak. o zaman oluyor. ben denedim oldu. deneyin, olmazsa bana gelin.

Aylin Balboa dedi ki...

Egeli biladerim, ben sizi başta uyardım bütünlük olmayacak diye. Zamanla ilgili kafam karışık diyorum. Yazarken de biraz hızlı geçti, ara bağlantıları kaçırdım yani. Siktiret. Maksat toparlanın az muhabbet edelim'di zaten. Yorum benceremi çok seviyom :/

Aylin Balboa dedi ki...

Micayit; zamanı durdurmak değil geçirtmek için ne yapacakmışız, sen ondan haber ver tosunum.

S.O dedi ki...

entel dostum, okudugum en garip yazindi sanirim. birak o kitabi artik:/ o zaman ben gecemi tarif edeyim, sekiz tane kofte ve bi tencere pure yenir mi olm? gecesi.

haydi kal saglicakla.

du, levande dedi ki...

aa siz onun için mi gelmiştiniz. pardon. tamam. yanlış şeyabtım ben. bi dakka. onu da halledebilirim. şindi zamanı geçirmek şeyini istiyosunuz siz dimi? tamam. halledicem. beni iyi dinleyin şindi. zamanı geçirmek için ne yapıyosunuz biliyo musunuz? zamanı parçalara bölüyosunuz. evet. misalen 6'şar saatlik parçalara bölüyosunuz günü. böldükten itibaren tek amacınız ve hedefiniz bu 6 saati geçirmek oluyor. ister uyuyarak geçirin bu 6 saati, ister ne bileyim çıkın gezin dolaşın. ondan sonra işte bu 6 saat geçmiş oluyor. akabinde yeni bi 6 saatle karşı karşıyayız. yeni hedef bu 6 saati geçirmek. onu da işte uyuyarak muyuyarak, ne bileyim gezerek falan :/

Aylin Balboa dedi ki...

Serro; bak ne güzel olmuş işte. Tabi ya, tarif etmek gibisi yok, saymak da neymiş. Bu arada harbiden hayvanımsılaşmışsın, yenir mi o kadar şey yea gece vakti.

Micayit; bilom bölmüş öyle ama pek randıman alamamış. Bana daha kesin çözümler lazım galiba.

egelimm dedi ki...

Valla sizi bilmem ama sanki zaman bana geciriyomus gibi bi his var icimde mesela az sonra harcamak uzere tarafima verilmis 210 dakika ve 150 km yolum var buda ispati hemde bu saatten sonra cekilirmi.

du, levande dedi ki...

çok düşündüm ve fakat kesin bi çözüm bulamadım :/ saatleri ayarlama enstitüsü'ne mi başvursak napsak :/

egelimm dedi ki...

Bide entel ablam yalakalik gibi olmasin ama hani bi sarki dinlersin sonra baskalarida yorumlar ama o ilk dinledigin tadi alamazsin ya heh sende ole biseyciksin o kadar blog var ama senin dadin baska.

Aylin Balboa dedi ki...

sdfssf yollar gidişine kızlar gülüşüne hasta olsun dostum, yıldızın parlasın! Harbici iyi geçirmiş sana sdfsdsf

Aylin Balboa dedi ki...

Egeli; ablan gadan alsın sana :/

Micayit; artık bir şekil düşünücez mecbur.

egelimm dedi ki...

Iyi moral verdin sagol ben bu gazla ucarimda konamam artik.

Aylin Balboa dedi ki...

Egeli; kon ya abartma, aksiyonun lüzumu yok.

du, levande dedi ki...

o değil de geçen bi meyil geldi bana, göya işte bi tane şirket varmış anlaşıyomuşsun her gün senin hesabına 86400 dolar yatırıyomuş hayrına ama işte şartı varmış bi tane o yatırdığı parayı o gün içerisinde harcayacakmışsın, tamamını harcayamazsan sen ödüyomuşsun şirkete 86400 dolar falan filan. okudum ben bunu bi helecanla sonra işte en sonunda diyo ki böyle bi şey olsa negzel olurdu dimi işte zaman böyle bi şey her gün hesabınıza yatan falan da filan da bi şeyler. asabım bozuldu çok pis fena :/ zaman mevzubahis olunca aklıma geldi de dellendim yine burda durduk yere.

egelimm dedi ki...

Neyse tweetlerseniz okurum blog sayfasi kapaniyo hepinize byeee.

Aylin Balboa dedi ki...

Micayit; ay o ne pis ne melun bir mailmiş öyle. İnsanın duygularıyla oynuyor alenen. Öyle bir film izlemiştim. Yoksa kitap mı okumuştum. Neydi la o, hani adama büyük bi miras kalıyo da ama o mirasa sahip olmasının tek şartı paranın bir kısmını bir günde harcaması filan da ama o bir kısım dediğimiz kısım da eşşek yüküyle bir para da işte ve ama herhangi bir şey edinmesi ya da hediye etmesi filan da yasak da sonra adam ne yapsa harcayamıyor da işte en sonunda antika bir pul buluyor işte o pul da çok pahalıymış tabi sonra bir arkadaşına mektup yazıyor pulu yapıştırıp gönderiyor böylece parayı kurallara uygun biçimde harcamış oluyor mu ney öyle bir şey işte :/

du, levande dedi ki...

bilemedim ben oni. ama nihayetinde parayı alabildiyse sevindim o arkadaş için :/ ben gece yatmazdan evvel hala o 86400 doları bi günde harcayabilmek için planlar yaparken yakalıyorum kendimi, kitapsızlar :/

Selim Isik dedi ki...

Sevgili Enteldantel

Benim anlamadığım hususlar var yazınızda.

1. Hangi gece mesela 20 metreden karşındaki adamı tanıyabileceğin kadar aydınlıktır ki! Yani her gece sen kimsin gecesi değil midir? Yoksa herşey bir derece meselesidir de, kimi geceler normal gecelere göre daha mı karanlıktır da biz (artık hepimiz Burundili sayılırız) bu gecelere sen kimsin gecesi deriz? Ya da belki 10 metreden sen kimsin gecesi, 20 metreden sen kimsin gecesi, 30 metreden sen kimsin gecesi gibi alt sınıflamalar mı koymalı mıyız? Ya bu geceler kaça ayrılır yaa!

2. Şimdi ben Arap çöllerinde bir Cumartesi gecesi (buranın cumartesisi perşembe, çünkü buranın pazarı cuma) bu kadar da sıkılmışken, hava da hala 30 dereceden sıcakken, yandan efkar türküleri sesleri gelirken, gidip onlarla türkü söylemek yerine burada yazınızı okuyorsam, zamanımı böyle geçirmeyi seçiyorsam, kim kime ne kadar geçirmiştir?

3. İstanbul'da şu an havanın 14 derece olduğunu Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden öğreniyorsam, gelin de az muhabbet edelim çağrısını nasıl kaçırabilirim.

P.S. Beterin beteri vardır.

Selim Isik dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Selim Isik dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
egelimm dedi ki...

Para bozar insAni bosverin bana verin siz bozulmayin.

Aylin Balboa dedi ki...

Sevgili Selim Işık; tabi böyle direktoman Selim Işık deyince benim kafa yine birbirine giriyor. Sami diye Tutunamayanlar delisi biri vardı. Aklı selim, kalbi sami derdi kendine. Her neyse.

1. Zamanda Ay'ın etkisi büyük biliyorsun. Yine Ay'ın durumuna göre bir sınıflandırma bu esasen. Gece Ay yoksa ışık yok gibi. Ay'sızlık kastediliyor gibi geldi bana. Ama saymayı sevmiyorlar biliyorsun, sevmiyoruz. Biz Burundililer yani. O yüzden bence metreleri bu işe hiç bulaştırmayalım.

2. Valla sorunun bu kısmına cevap veremeyeceğim :/ Ama benim şahsi bir geçirmişliğim varsa affet.

3. Henüz ülke sınırları dışında bulunmuş değilim ama iç hatlarda iyi gezdim diyebilirim. Hangi şehre gidersem gideyim İstanbul'u özlüyorum ben de. Bazen böyle evde otururken bile özlüyorum. Bu güzel bir şey değil. Bu yüzden İstanbul'u sevmemeyi öğrenmeye çalışıyorum bu ara. Uzak ülkelere gidiş vaziyeti söz konusu. Bakalım ne bok yicem. Sen de öyle yapmayı dene, İstanbul'u sevme.

Aylin Balboa dedi ki...

Neyse ben yatıyorum bilginiz olsun. Sonra yok efendim hem muhabbet edelim diyor hem basıp gidiyor diye arkamdan bikbik etmeyin. Sabah erken iş var. Hiçbiriniz elinizi cebinize atıp da yahu sen çalışma biz sana bakarız demediğiniz için eşşek gibi çalışıyoruz herhalde! İpneler :/

Bu mına goduğumun zamanı da uyurken niye bu kadar hızlı geçiyorsa :/

du, levande dedi ki...

ben inşaat miyendisi olduğum vakit her ay hesabına düzenli olarak para yatıracağım insanlar listesi var bi tane. oraya ekliyorum senin adını da madem. ama tabii biraz beklemeniz gerekecek. ben yavaş okurum biraz. işte 16 yaşında üniversiteye girip 21 yaşımı idrak etmeye yaklaştığım şu günlerde henüz 1.sınıf öğrencisiyim. ordan hesap et :/ ama garanti para yani. beklenir bence :/

sutlukahve dedi ki...

Geç duydum çağrıyı. Neden? "350 sayfalık derginin redaksiyonu bir gecede nasıl biter?" adlı geceyi yaşıyordum. Yemşnle bayıldım ben bunu isimlendirme işine. Keşke şöyle bir şey yapabilecek olsam, günün sonunda gecesine ve gündüzüne bir isim bulup tarihle bir yere not etsem. Sonra dönüp o listenin içinde gezinsem. Selim Işık gaiplerin içinden çıkp gelse, Turgut Özben'le benim salonda buluşsa, o sırada içeri elinde Adolf ile Bilge Karasu girse, biz birlikte çıkıp Göçmüş Kediler Bahçesindeki kedileri beslemeye gitsek, Entel ansiklopediye eklenecek yeni maddelerin ve gece için yapılacak yeni tanımlamaların kaleme alınması için geride kalsa... (Kaçak blog yazısı gibi oldu, pardon Entel'im, gelcem ben muhabbette pek yakında!)

S.O dedi ki...

entel, yazinin etkisinde kalaraktan dusundum. dusuncemi de yaziya doktum. reklamimi yapayim mi?

http://pesimist1adaminyazilari.blogspot.com/2010/10/hapis-hayatim.html

yaptim sagol, bu burundiler super adamalar, sen de oyle. abiy selam, kardese bi koli corap.. giysin atsin..

eyvallah..

mgntwmn dedi ki...

yorumları okumuyorum genelde yaptığım gibi. çok uzun.
2. paragrafa tamamen katılıyorum. ama ek olarak sana şunu söyleyebilirim erkekler de anıyı olduğu gibi değil,olmasını istedikleri gibi saklıyorlar kafalarında. birkaç defa şahit oldum.

gözün parladı mı la?

wimparella dedi ki...

"Kadınlar hikayeleri sever. Bu yüzden yaşadıkları aşkları başka kadınlara anlatırken olduğundan daha fazla hikayeleştirirler. Sonra hikayenin bu yeni halini daha çok severler. Yani birilerine adamı ne kadar sevdiklerini anlatmayı, adamın kendisinden daha çok severler diyorum"

kesinlikle biliyorsun..

okurken dedim işte bu. olan biten bu aslında. bir de aslında var olan ama dikkat etmediğimiz bi gerçekle yüzleşince daha bi heyecanlanıyor insan..

Kabakulak Kocakulakoğlu dedi ki...

selamın aleyküm. \\//,