.Son kez evde olup olmadığımı kontrol ettim.
Evdeydim.
Arkamdan sessizce kapıyı çektim.
İçime 2 litre bol mineralli su serptim.
Koridorda ilerledim. Dile gittim. Dilsiz geldim.
“Çürümenin Kitabı”ndaki çürük portakallar gibiydim.
Portakal ağacını kökünden kestim!
Sonra bir kat içeri çıktım.
Hayat denilen kısır inekten umut sağdım.
Kızarmaya yüz tutmuş yapraklarımdan sarma sardım.
Ucuz numaraların hepsine inanıyormuş gibi yaptım.
Şahidinden satılık birkaç cinayet aldım. Hiçbirini kullanmadım!
1. dereceden hasta yanığıydım.
Ateşi düştüğü yerden kaldıramadım.
“Gecenin Sonuna Yolculuk”taydım.
Eski sevgilime uğradım. Yüzüne şöyle bir baktım.
Vay anasını lan! Ben unutulacak kadın mıydım!
Ömrümün 6 yılını bir kayık tabağa doğrayıp sinirle çıktım. Kaldırıma bi tekme attım.
Ayakkabımın birini olay mahallinde bıraktım.
Diğerinin derisini Türk Hava Kurumuna bağışladım.
Artık yalınayaktım.
Ve ben de bundan sonra hatırı sayılır bir alçak olacaktım!
Piedra ırmağının kıyısında oturdum. Ağlamadım.
Olan biten her şey için tek kişilik törenle hayıflandım.
Bir tepeye çıktım. Sigaramı yakıp dünyaya baktım.
Uçakları izledim. Otobüsleri izledim. Gemileri izledim.
Gidenleri izledim…
Dönenleri görmedim!
Kendimi izledim.
Yaşadıklarımdan öğrendiğim her şeye lanet ettim.
Mutluluğun resminin içine sızmaya çalışan tecrübesiz bir mülteciydim.
Beceremedim.
Yine başladığım noktadaydım. Işıkları yaktım. Kapıyı çaldım. Tam karşımdaydım.
Beni gördüğüme sevinmedim.
Bir şey söylemesine izin vermedim.
Aklımdaki metal soğukluğunu elimde de hissettim.
Kararımı vermiştim.
“Çok şey gördüm, beni yüzüstü gömün!” dedim.
Tetiği çektim.

Kanepedeydim.
Kalbime boncuklu bir kılıf işledim.
.
(Meraklısı için
Gölge!)
.