
.
- Yazacak hiçbir şey yok.
- Geçen gün yaşadığın macera dolu otobüs yolculuğunu yaz.
- Otobüs yolculuğu yazmaktan sıkıldım.
- O zaman, hani dün akşam Beşiktaş İskelesi’nde bağıra çağıra şarkı söylemiştin ya kendi kendine, onu yaz. Hem millet iyice kayışı kopardığına da kani olur böylece.
- Ne ilgisi var! Oranın akustiği iyi diye söyledim ben! Hem onun yazılacak bir tarafı da yok.
- Doğru.
Bir süre susarlar.
- Duvara şu ağacı çizmese miydim? Her tarafı kapladı.
- Yok yok iyi oldu o. Altında tam Gogo ve Didi gibi olduk bu sayede.
- Ama bana sürekli “beklemek” fikrini hatırlatıyor.
- Çünkü sürekli bekliyorsun.
- 514 gün oldu bugün.
- Onu yaz mesela?
- Onu yazarsam düşünürüm. Düşünürsem ağlarım. Ağlamayayım şimdi.
- Tamam. Ama günleri de sayma artık istersen. Havuç yiyelim mi?
- Olur.
Duvardaki ağacın altında, uzunca bir süre, açmadıkları televizyonu izlerler.
- Aşk hakkında yazmadın hiç. Oysa en banko konudur aşk.
- Aşk hakkında yazabileceğim bir şey olduğunu sanmıyorum.
- Saçmalama! Herkes çatır çatır yazıyor. Hem zamanında hatırı sayılır bir aşk yaşamıştın sen de.
- Yaşamıştım sahi. Bazen onu da ben yazmışım gibi hissediyorum. Başroldeki kadına kendi adımı vermişim de o yüzden yaşadığımı sanmışım gibi..
- Kendine bu kadar dışarıdan bakmayı kes!
- Kendime böyle dışarıdan bakmazsam sen olmazsın. Yoksun çünkü sen, biliyorsun di mi?
- Ama bu seni şizofren yapmaz.
- Biliyorum. Çok uğraştım ama deliliğe istidadım yokmuş, onu anladım. Benim temelim zayıf.
- Nasıl?
- Ne nasıl?
- Havuç nasıl?
- Havuç işte!
Yazı yazmak için bir çağrışım yakalama umuduyla kitaplığı incelerler.
- Her şeyi yazmışlardır belki de. Bana yazacak bir şey kalmamıştır, olamaz mı?
- Olamaz. Kelimelerin matematiği başka. Yazının sonsuza giden bir döngüsü var.
- İyi de ben niye bu formüle dahil olmak zorundayım ki?
- Değilsin. Ama seviyorsun bunu, kabul et.
- Böyle yazamadığım zamanlarda sevmiyorum. İlham perisi godoşluk yapıyor!
- İlham perisine godoş denmez! Aslında ilham perisi de denmez. Çok gerizekalıca. Dünya periler ülkesi değil. Yazı da dünyanın dışında olmadığına göre?
- Salak salak konuşma geçirmiyim ağzının ortasına!!
- Oldu işte, sinirlendin. Sinirlenince damarlarına kan yürüyor senin. Hadi başlayalım.
- Neye başlayalım?
- Yazmaya.
- Sana n’oluyor be!
- Aklının içine geri dönüyorum işte. Bekle.
“Hayatım beklemek amına koyim” diye düşünür. O ara birleşim gerçekleşir. Ses artık içinden gelmektedir.
- Bir kere de küfür etmesen dişimi kırıcam yemin ederim.
- Gevezelik etmeye devam edersen ben kırıcam zaten dişini rahat ol.
- Tamam be tamam. Ee, yazalım mı?
- Yazalım.
Kımıldamazlar.
.
Not: Cerenimo, çok boktan oldu farkındayım ama geçenlerde "yazsan da okusam" dediğin için, ilhami imkansızlıklar içinde yazdım. Bu yazı senin olsun.