27 Aralık 2009 Pazar

Bana bunu neden yaptın Savaş?

.
Evin sessizliğine sokağın ani gürültüsü doldu birden. Sesler birbirine karışıyordu. Pencereyi açtım. “Mahalle kavgası” adlı oyun sahnedeydi. Başrollerde iki kişi, birinin elinde levye, diğerininkinde kan. Onları ayırmaya çalışan birkaç figüran. Belli ki biri anne, hangisinin elinden aldığını kestiremediğim bir bıçağı neresinden tutacağını şaşırmış, ağlıyordu sadece. Başroldekilerden biri, “Bana bunu neden yaptın Savaş?” dedi. Savaş cevap verdi, duymadım ne dediğini. Muhatabı, yaşadığı hayal kırıklığını aynı sorunun her kelimesine ince ince işleyip tekrar sordu. Savaş tekrar cevap verdi. Defalarca tekrarlandı bu. Ama Savaş ne söylerse söylesin, diğeri o soruyu sormaktan vazgeçmedi. “Bana bunu neden yaptın Savaş?” Yaklaşık 1 saat süren bu kavgada, o adam, Savaş’ın yakasından ellerini kimsenin koparmasına izin vermeden, bundan başka tek bir söz söylemedi.

O adam için üzülebilirdim. Hiç beklemediği bir yerden, beklemediği bir darbe aldığı belliydi. Ve Savaş’ın mahcubiyetine bakılırsa, esasen bunu hak etmediği de. Ama üzülmedim. Çünkü öfkesinin bir muhatabı, kavgasının bir yüzü ve düşmanının bir ismi vardı. Aldığı hiçbir cevap onu ikna etmeyecek olsa da, başına gelen her ne boksa artık, hesabını soracağı biri vardı. Onu kıskandım. Onun yanında ben, dolunaya doğru havlayan bir köpekten farksızdım.

Dışarı çıktım. Düşünmekten aklımı aşındıran o soruyu sormak için, ben de kendime bir Savaş bulacaktım.

Bir büfeye uğradım önce. Bir paket kısa Savaş box. Savaş’lardan birini çıkarıp intikam ateşiyle yaktım. İçim Savaş doldu. İçim çoktur Savaş doluydu.

Taksi durdurdum sonra. “Savaş’a çek abi.” Hangi yoldan gidelim? Savaş’a giden her yol mubahtır. Gittik. Savaş meydanında indim. Cebimdeki 19 Savaş’tan birini daha yakıp içime çektim. Bu gece bu Savaş’ı bitirecektim.

Savaş caddesi ana baba günü gibiydi yine. Görebildiğim her yüze ayrı ayrı baktım. Vitrinler yeni yıl Savaş’ı için özel olarak hazırlanmıştı. Milli Savaş biletçileri, yeni Savaş’ın herkese şans getirmesini dileyerek biletlerini satmaya çalışıyorlardı. Önlerinde umutlu kuyruklar. Benim umudum yok. Bana bunu neden yaptın Savaş?

Savaş’an kalabalığın içinden herkese çarpa çarpa yürüdüm. Mutlu görünen insanlara sataştım. Orospu çocukları! Biri de çıkıp bana vursun istedim. Adı Savaş olsun istedim. Elimi kana bulamak istedim. Annem o bıçağı benden almasın istedim. Artık ağlamasın istedim…

Haybeye.

Bir Savaş’a girdim. En kuytu köşede, sırtımı olası bir sikiş uğruna rüsva olan topluluğa çevirip üst üste 5 şişe Savaş içtim. Savaş orada değildi. Yanıma biri yanaştı. “Kolundaki dövme ne anlama geliyor?” dedi. Yüzüne baktım. Savaş o değildi. “Siktir git anlamına geliyor” dedim. Siktirdi gitti. Savaş gelmedi. Bana bunu neden yaptın Savaş?

Çıktım. Kanıma karışan Savaş’ın etkisiyle sendeleyerek yürümeye başladım. Artık herkes Savaş’tı ve kimse Savaş değildi. Savaş orada bir yerdeydi ve hiçbir yerde değildi. İçim Savaş meydanı gibiydi ama Savaş meydanda değildi. Aklım, damperli bir kamyondan dökülür gibi olduğu yere yığıldı. Savaş'ı arayacak, savaşacak halim kalmamıştı. Cinnetime fon niteliğinde bir yağmur başladı. Yüzümü gökyüzüne kaldırıp son gücümle bağırdım;

Bunu bana neden yaptın Savaş?
.

28 yorum:

fevkalade olağan dedi ki...

hakketten güzel yazıyo ipne..

Aylin Balboa dedi ki...

O senin kişisel güzelliğin bilom. İpneliğin de olabilir. Net değil.

fevkalade olağan dedi ki...

hemen de şımarıyo he.. şaka yaptım ben.. güzel falan değil.. savaş içilir mi la.. savaş savaşılır bi kere..

Aylin Balboa dedi ki...

İpneliğinmiş yani. Oldu o zaman. Havuç yiyeyim.

mefisto dedi ki...

ilk yoruma katılıyorum.. sırf ipnelikten.

Adsız dedi ki...

o değil de;
“Kolundaki dövme ne anlama geliyor?”

Aylin Balboa dedi ki...

Mefisto; ben de sana katılıyorum. İlk yoruma katılmam ama, ne katılıcam azğına sıçtığımının ilk yorumuna.

Adsız; annen anlamına geliyor o dövme
:)

sutlukahve dedi ki...

Bizim bir Savaş vardı. Tanımış mıydın sen onu? Tanımış gibi yazmışsın sanki. Sahi ne oldu o savaşa? Bir de o savaş o gece bitti mi?

Aylin Balboa dedi ki...

Bir Savaş var bende, benden daha içeri...

Yesari dedi ki...

ilk yorum üzerine yorum yapamıyorum..herşeyi söylemiş vesselam..:))

Aylin Balboa dedi ki...

Hee söylemiş. İpne de demiş sağolsun. Öyle de sevgi dolu bi insan işte.

mgntwmn dedi ki...

biri sormuş yukarıda ben bir daha sorayım. savaş bitti mi? bittiyse güzel yazı. bitmediyse zor bir hayat:)

Adsız dedi ki...

oha komşu muyuz?

fevkalade olağan dedi ki...

oluyo oluyo..yavaş yavaş yazarın ipneliği konusunda bi kamuoyu uzlaşmasının konsensüs mutabakatı oluşmaya başladı.. halkın desteği çığ gibi büyüyo..

Aylin Balboa dedi ki...

Magnet; Savaş o gece benim için bitti. Ama savaş hiç bitmeyecek gibi...

Adsız; oha öyle miyiz? :/

Bilom; önümde senin gibi bir üstad varken benim ipneliğiminin lafı mı olur? Halk şeyapmaz bunu yani.

fevkalade olağan dedi ki...

taam la hemen asabieşme.. ben şimdi olayları bastırıp haklı yatıştırıcam bak..

höööyt.. biloma ipne diyen arkasında beni bulur.. o kadar..

Aylin Balboa dedi ki...

Karşısında kimseyi bulamayınca da şaşırıp siktirolup gider di mi bilom? Bravo, çok zekice.

fevkalade olağan dedi ki...

tam öle değil aslında.. karşısında olmaktansa arkasında olmak daha tehditkar bi mesaj olur diye düşündüm ben.. yani ben şahsen birinin arkamda olmasını istemem.. hep yannış anlıyosun beni bilom.. ya da ben kıvırıyorum biraz.. ikisinden biri ama tam da emin olunamıyo..

nonameafterbefore dedi ki...

sen bi de seviş le tanışsan var ya üf nebçim hikayeler yazarsın biz yaşlı ergenlere.

hep yaz sen. işten geldikten sonra kurufasulyemi yiyip ağzımı koluma silerek okumak istiyorum yazdıklarını. öyle hayvansı oluyorum okurken vaymuyagoyam yazmış adam diyorum.

sonra yok lan adam mıymış o diyorum. kendi içimde monolog sofrası kuruyorum işte. nabcan bizide böyle kabletcen hacı emmi.

siminya dedi ki...

arkadaşın bir blog önerir sana "oku bi harika yazıyor" der,
bir sırrını söyler gibi paylaşır seninle. sende gelir okursun arkadaşının sırrını. sır blog derim ben onlara 2 yada 3 tane var böyle.
bu sır bloglar çok okunsada kimse diğerine onu okuduğunu söylemez, takip etmeye çekinir "sırrını biliyorum" mesajı gibi olmasın diye.
hah işte sen o bloglardan birisin arkadaşımın sırrısın, okuyorum ama okuduğumu kimseye söylemiyorum.

bu yazından çok etkilendim, bunu sana söylesem sır vermiş olmam değilmi?

LA78'ers dedi ki...

yaw ben bu yazıyı beğendiğimi dile getirmek istiyorum ama neden aklımdan hep küfürlü kelimeler geçiyor..

nasıl yazmışsın nan sen.. kıskandım a.q.

izliyorum bundan bööle..

koldaki dövmenin de etkisi var tabi :P

Aylin Balboa dedi ki...

Rumulus; sen her türlü kabulümsün, maralımsın, tosunumsun. Bu şekil. Tasarımın da on numara olmuş ayrıca.

Siminya; hani bir de herkesin çok okuduğu çok bildiği bloglar vardır. Ara ara gözün çarpsa da kalabalıklar arasında kaynamamak için pek ilişmezsin böyle. Hani popüler olandan uzak durma eğilimi, artizlik yani. Hah işte inanmazsın, yok lan niye inanmayasın, inanırsın, dün gece ben de öyle bir blogda gezdim biraz kendi kendime. Bu hatun da taşşaklı yazıyor aslında dedim. Uygun bir zamanda hakkını vereceğim bir yorum yazayım dedim. Bildiğin hiss-i kablel vuku olmuş lan, vay anasını.
Sır tabi bunların hepsi.

LA; ben etmediğim sürece küfüre karşıyım. Eğer öyle analı bacılı gelirsen ağzını yüzünü sikerim senin it!
ahuahau. Şaka la. Gel tamam bişe demedim gel. Ayrıca kolumdaki dövme sana girsin! ahuaha. Tamam be sustum.

Ay sinirlerim bozuldu :/

Eyvallah.

Savaş dedi ki...

nooluyo amınakoyum

dövme dedi ki...

:/

kaba şimşek dedi ki...

doomgünü kutlamak senin yaşında bi zombiye hiç yakışmıyo bence :/

Aylin Balboa dedi ki...

Senin yaşında bir zombiye çok yakışıyor oysa :/

kaba şimşek dedi ki...

güzele ne yakışmaz :/

Aylin Balboa dedi ki...

Orası da öyle bi yerde :/
İpne.