10 Kasım 2010 Çarşamba

Pisikolocilerim bozuldu aneyyy!

.
Kahramanımız iş yerinden bir arkadaş. Her boşlukta çocuğuna telefon ediyor. Ben ne güzel aney sevgisi diye düşünürken, bugün yanımda konuştu evladıyla ve ben küçük dilime göz koyacak kadar büyük bir açlığın kollarında buldum kendimi. Kadın çocuğuna her şeye dair komutlar veriyordu. Şimdi yemek yiyebilirsin, şimdi elini yıkayabilirsin, evet bebeğim şimdi su içebilirsin, canım şimdi koltuğa oturabilirsin, höt zöt diye devam ediyor bu.

Hayatı boyunca kimseden komut almamış, vermeye kalkanları da estetik hareketlerle karşıya şutlamış biri olarak, zavallıcık çocukceğizin psikolocisini düşündüm. Neden böyle yaptım peki? Çünkü psikoloci çok mühimdi. Her eyleme şık bir kılıf idi. Aslında hiç kimse kötü değildi, olsa olsa psikolocileri bozuk idi. Yarın öbür gün bu çocuk manyak olduğunda hepimiz onu anlayışla karşılayacak idik. Karşılarız, orası mevzu değil de ben asıl bu kadının psikolocilerini düşünmeye doğru inceden yol aldım.

Sevgili Marakeşli hemşehrilerim.

Şu geçmişi boklu dünyada, bildiğimiz en samimi sevgi biçimi aney babey sevgisi değil midir?
O mübarekler ki hiçbir çıkar gözetmeden, kayıtsız şartsız severler bizi. Samimiyet dediğimiz meret nedir peki? İçinden geldiği gibi davranmak, içi dışı bir olmak, rol kesmemek, artistlik yapmamak ve saire. Ve fakat böyle manzaralar neticesinde bu konuda da artık bütünüyle kuşkudayım.

Her şeyden önce bi kere bu kadın dünyaya kazık çakmış, zinhar ölmez! Hadi ölümü geçtim, ‘herhangi bir sebeple evladımın yanında olamazsam’ ihtimalini düşünmüyor bile.
Oysa kendisinin olmaması durumunda o çocuk sürahiyi bulamaz, bulsa suyu bardağa koyamaz, koysa ağzına götüremez, götürse yutamaz! Ne oldu şimdi?
Susuzluktan öldü yavrucak!

Bir de olayın sevgi arsızlığı boyutu var. Kadın tarafında tabii. Çocuğun hayatını kolaylaştırmak adı altında, onun eli, ayağı, böbreği ve dalağı olarak kendisine muhtaç bir sakata dönüştürüyor, karşılığında da minnet dolu bir sevgiden nasipleniyor böylece. Çocuğun beynine doğuştan yerleştirilmiş olan karar verme mekanizması ise, “kullanılmayan organlar zaman içinde küçülür” tezine göre, beynin diğer işlevleriyle beraber kişisel tarihin tozlu sayfalarına gömülmeye mahkum oluyor.

Ama ben biliyorum bunların sebebini. Hepsi, o 100 maddede hayatın katakullilerini öğretelim kitapları yüzünden oluyor. 100 maddede aşık oluyoruz, 100 maddede sevgilimizin bizi sevip sevmediğini, aldatıp aldatmadığını anlıyoruz, 100 maddede kariyer yapıyoruz ve 100 maddede daha neler neler yapıyoruz. Bu kadın da kuvvetle muhtemel 100 maddede çocuk yetiştirmeye kalkıyor. “Mantar bile yetişmez hanııımm” diyorum lakin anlaşamıyoruz.

Bir bardak su uzatıyorum:
-Susamışsındır, yutmayı unutma! diyorum.

Endişeli bir tebessümle bana bakarken ben olay mahallini hızlıca terk ediyorum.

Böyle işte sevgili Bolivyalı din kardeşlerim. Bunları düşündükçe içim dışıma çıkıyor. Çok samimiyim anlayacağınız.

Aklınıza mukayyed olun lan :/
.

8 yorum:

Godsyndrome dedi ki...

Çocuklarım bu bilinçe sahip bir anne tarafından imal edilip büyütüleceği için ne kadar mutluyum anlatamam.

ne ben olabildim ne de başkası dedi ki...

entel insanı cem mumcunun seni de keşfetmesini istiyorum, sen daha çok yazz ben daha çok okuyayım istiyorum. entel dantel in imza günü varmış dediklerinde "ooohoo ben çoktan imzalattım kankamdır o benim" demek istiyorum. ama godsiden çocukların olsun istemiyorum, sırf ona gıcıklığımdan yoksa iyi çocuktur aslında :):)

sutlukahve dedi ki...

Bu yazıyı okuyunca kıçıma ikit okat atıp "kızım ağzını açıp aval aval bakma! az kafanı kullan, benden bekleme her şeyi" diyen sevgili annemin ellerinden öpmek istedim. Senin de ağzından öpmek istedim. Dur la ben niye ağzından öpüyom şimdi? Uuuu tatlı hareketlenme oldu bende. Sabah meltemi gibi.

Serdar Nalçakar dedi ki...

aziz ablacım,

yazıdaki sabi arkadaşımızın daha iyi günleri. o şerefsiz bir iki sene sonra orada burada tepinmeye başlayacak ve onun kişisel gelişimci anası okuduğu bir kitapta yer alan "yaratıcılığını keşfetsin" ibaresi yüzünden "saldım çayıra, mevlam gayıra" diyecek ve çocuk hiperaktif adı altında bir orospu çocuğuna dönüşecek.

ha inşallah senin öngörün gerçek olur ve çocuğun beyni yok olur. böylelikle sana karşı daha az zararlı olabilir.

ayrıca dolapta yemek var, ısıt yi.

öbdüm

mgntwmn dedi ki...

Bizi delirtmezsen mukayyet olucaz aklımıza tabi!yaz yaz Drumuz beyleri sonra aklınıza sahip çıkın Dr,olcan şey mı? Godsy bu kıza da mı bulaştın mirnav kedi!

Hayat_Erkeği dedi ki...

ah böyle bir anne bize denk gelmedi ya neyse

Unknown dedi ki...

Lan entel hala manyaksın lan bayadır yorum yazmıyordum cunku butun yorumlarım aynı buda aynı oldu ne yapalım manyaksın ha bu arada ben Fromnorthdagoty umarım aklında kalmısımdır hani senle şey de konuşmustuk sana harbiden delisin demiştim tabi ünlü oldun ya artık tanımazsın bizi neyse biraz geç kaldım ama geçmiş olsun.

kaba şimşek dedi ki...

bok yemişsin sen entel hanım!! zaten başımıza ne musibet geliyorsa senin gibi entelden dantelden... özür dilerim, dantelden bize zarar gelmez. o kısmını çıkaralım. çünkü danteller olmasaydı evimiz bomboş olurdu. misafirlerimizin yüzüne bakamazdık. dantel mühim o sebeple. ama ya enteller? işte orasından şüpeliyim. şimdi benim biricik evladım kaba yerine bunları benim yazmamın nesi kötü? benim prenslerden prens evladım senin bu zırvaların için o güzel parmacıklarını mı yorsun yani? ben yaparım onun yerine! oğlum o benim! oğluşum!! yerim kızz şu güzelliğe, şu yakışıklılığa bak!! aslan benim oğlum aslan aslan hey maşallah! sen de bigün anne ol da o zaman konuşalım entel hanım. ama anca tıkkıdı tıkkıdı çet çüt yap sen. yapın hatta. zor bulursunuz bu kafayla bi koca kendinize! daha elinize tığ alıp bi havlu kenarı yapmışlığınız mı var sanki? kim alır sizi kiim?!! o yüzden de anne filan olamazsınız. zaten isabet de olur yani. bu kafayla anne olsanız o sabiler açlıktan ölür. yazık. siz yine çet yapmaya devam edin. ben de aslan oğluma meyve soyayım ^_^