.
Bu gece Doktor Ütü nöbetçi. Uyumadığımı görünce takılı olduğu fişten kendini kurtarıp yatağıma geldi ve “Korkmayın, düzeleceksiniz.” diyerek göğsüme dokunmaya başladı. Ben, bir ütü tarafından düzeltilme fikrinin şaşkınlığını üzerimden atamadan bir sıcaklık duymaya başladım. Sonra aniden geceliğim alev aldı. Göğsüm yanıyordu. Paniğe kapıldım, kurtulmaya çalıştım ancak ütü gitgide ağırlaşıyor ve beni eziyordu. Yardım istemek için boğazım yırtılırcasına bağırıyor ancak kimseye duyuramıyordum. Sonra bir şey oldu. Uyandım. Bir bardak su içtim.
Görünür bir hasar olup olmadığını yoklamak için geceliğimi kaldırıp baktım. Memelerim vardı. Hatta daha aşağılarda kadın olan başka yerlerim de vardı. Onların ne zamandır orada öylece durduklarını bilmiyordum. Bunu düşünmenin sırası mı? Bunu düşünmenin sırası değil.
Bu gece Doktor Umuz nöbetçi. Cinai helezon lambasını açık unutmuş. Uyumadığımı görünce ciğerlerime botoks yaptı. Şimdi daha iyiyim.
Aklım lambada kaldı.
.
16 Aralık 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
söndürün lambayı.. lambayı diyorum lambayıı hımmfff! :/
:))
hain ütü...
bilom iyi bak la oralara.. çükün taşşağan bişeylerin daha vardır bence.. aheuhau..
Yok bilom ya ipimle kuşağım dışında bi şey yok valla. Ben de büyük hayal kırıklığı yaşıyorum :/
katlanan insanlara pres ütü daha iyi diye biliyorum ben. kat izi felan bırakmıyo.
Deforme olmak istemem tabi :/
Yorum Gönder