Mitolojik Hint Destanı.
Yazılı örneklerine ilk olarak ben diyeyim M.Ö. 100, siz deyin 200 yıllarında rastlanılan bu dillere destan destan, yer yer Ramayana'daki mitlerle benzer özellikler taşır.
Nasıl ki Ramayanada ana karakter Rama ise, Kakalamayadaki ana karakter de Kaka'dır.
Ülkemizde emsalleri kadar kıymet görmemiş ve dilimize çevrilmemiş olmasının nedeni, kahramanımızın adıdır.
Ayıptır.
31 yorum:
ülkemizde, kakalamaya ile fena halde benzerlik gösteren pakmaya destanı ilgi odağı olmuştur diye biliyorum ben. hatta matbaanın ülkemize gelmesinin sebebi halkın bu destana olan ilgisidir. o zaman ki hattatlar, yoğun talep gören bu kitabın yazımına yetişmeye çalışırken, bir kaç hattatın şahadet ve baş parmakları düşmüş, birkaç tanesi uykusuzluktan balatayı sıyırdığı için diviti gözüne sokmak suretiyle kör olmuş. bunun üzerine kazan kaldıran hattatlar loncası, "sikerler böyle işi birader, parasından da geçtik, biz tabaklara şekilli isimler yazar yine ekmeğimizi çıkarırız, şu matbaayı getirsinler artık" diye bir bildiri yayınlamış. hatta bu bildiriyi taksim meydanında okumak isteyen hattatları, o zamanın çevik kuvveti diyebileceğimiz, roboçeri'ler, gözlerine portakal kabuğu sıkarak püskürtmüşler ve bu insanlık dışı görüntüler uzun zaman minyatürleri süslemiş; tartışma konusu olmuş. osmanlı imparatorluğunda, insan haklarının tartışılmaya başlanması da bu zamana denk gelir. ama tartışıldığıyla kalmış haliyle.
neyse efendim, padişah tabi bunları duymuş, "lan sikerler ha bu hattatları da, yazıları biraz güzel diye tepemize çıktı ibneler, getirin şu osman efendiyi bana" demiş. osman efendi gelmiş, padişah, "şengen vizen var mı osman efendi" demiş. şaşkoloz şaşkoloz bakan osman efendiye vezirlerle birlikte anıra anıra gülmüşler. osman efendi içerleyince, "tamam lan tamam, sen de hiç şakadan anlamıyosun" demiş padişah. sonra da, "hazırlan almanya'ya gidiyosun" diye eklemiş. bunun üzerine osman efendi, "işçi mi yazdınız beni almanyaya haşmetlim?" diye buruk buruk sormuş. nası burulmasın la adam, burda kurulu düzeni var sonuçta, gurbetlik falan çekilecek dert değil o zamanlar. hele ki daha rap müzik de keşfedilmemiş of of. neyse işte, padişah, "saçmalama osman efendi, sana matbaayı imparatorluğumuza getirme görevini veriyorum, bundan sonra senin adın matbaacı osman efendi'dir. hadi şimdi git içerden sana bi semsonayt versinler de, o sikik tahta bavulunla rezil etme bizi allahın hanslarına" demiş. osman efendi uçağı kalkana kadar, güvendiği herkese "la matbaa ne" demiş, fakat müsbet bir yanıt alamamış. ama sonuçta görevi layığıyla yerine getirmiş ve osmanlı topraklarına sırtında matbaa ile dönmüş. padişah'ın hazır bulunduğu törenle de ilk baskı yapılmış.
matbaacılığa alışan, matbaacı osman efendi, parayı vurmuş tabi. sonra bugün kendi adıyla anılan osmanbey semtini, "ilerde buralar değerlenir, sonuçta merkezi yer" diyerek kompile satın almış. yaptığı hanlardan birine kızı torunu bilge'nin adını vermeyi de ihmal etmemiş.
şimdi o bilge hanın alt katında starbaks var. işte memleketin hali ortada!!
not: son paragrafı yılmaz abi (özdil) yazdı.
kızı torunu ne la. direktoman torunu o, öyle okuyun onu.
Direktoman torunu daha açıklayıcı oldu, dur bir de öyle okuyayım.
Lanet olsun öyle padişaha ve anıra anıra gülen kahrolası ihtiyar heyetine.
Dur devam ediyorum. Direktoman torunuydu di mi, tamam.
Matbaanın ibret veren hikayesi.
Vay anasını! Demek yıllarca Müteferrika diye diye kandırmışlar bizi.
yææ okumuyorsunuz, ondan oluyor bunlar. alternatif tarih kitapları var onları okumanız lazım, gizli gerçekleri öğrenmek için. müteferrika olayında çok polimler dönmüş aslında. o zamanlar padişahı tahttan indiriyolar, sonra yerine gelen padişah kadrolaşıyo felan, bu müteferrika da onun adamı. tabi sanki ilk matbaayı o sırtlamış getirmiş gibi lanse ediliyo hemen. osman da o sıra para akıyo nası olsa diye ses çıkarmıyo falan. karışık işler bunlar. okumak lazım. okuyun! kitap en iyi arkadaştır!!!
Evet yaa kesinlikle okumamaktan ve eğitimsizlikten oluyo bunlar. Mesela baklavayı da ilk Türkler buldu ama Yunanlılar üstüne yattı hemen. Çünkü onların televizyon yayınları bittiğinde ekranda "Konstantinopolis bizimdir" yazıyo. Bunlar hep dış mihrakların oyunu!!!!
iyi ama, o yazı doğru! sonuçta konstantinapolis onların. ama istanbul bizim!
Ben Osmanbey'e doğru gidip bu konuyu biraz düşüneyim. O ara sıcak denizlere filan da inerim belki. Kader kısmet işi bunlar.
hala birkitap okuyayım, zihnim açılsın, ufkum delinsin demek yok ama! anca gezin tozun, alışveriş yapın. sonra da neden avrupa birliğine giremiyoruz?!?! yazık.
Bazen ufkum delinsin diyorum, lütfen ama, hakkımı yiyorsun.
belgeyle konuş bana!!!
O kadar dirsek çürütüp kafa patlatıp bağırsak sıkıp, koskoca Entel Larousse diye ansiklopedi yazmışım hala belge diyo bana yaa. Pes!
yaa şimdi emeğe saygısızlık etmek gibi olmasın ama sen ansiklopedi görmemişin!!!!
Gördüm. Annem balkondaki bi ayağı kısa masanın altına yerleştirmişti. Sonra yağmuru yiyince çürüdü. Başka bir cilde geçtik. Böyle böyle kaç cilt eskittik, kaç ansiklopedi bitirdik ben ve entelektüel ailem haberin var mı senin!!1! Bunları anlatmıyorum diye iyice tepeme çıktın sen de hee.
özür dilerim, düşüncesizlik ettim :(
Tamam mühim değil, sorun yok tamam. Ben de biraz fevri davrandım zaten.
böle medeni medeni tartışmamız gençlere örnek oluyordur umarım.
Gün geçmiyor ki bir gencimiz daha bizden feyz almasın.
bence okumuyolardır sdlkfjsdkfjlsdkfjs. gençlerimiz tembel :(
Öyle düşünme. 1 kişi bile okuyorsa kardır. Belki hepsini kurtaramayız ama bir deniz kabuğu için çok şey değişecektir. Deniz kabuklarını denize atmalıyız.
ya deniz kabuğu çok yanlış bi tanımlama değil mi? bana hep saçma gelmiştir o laf.
Münzevi denizle ilgili bir şey o. Cahillik etme!!!
cahillik ve ben ha?!?! sen delirmişsin nalet olası!
Sen delirttin beni. Böyle böyle yapa yapa delirttin. Canımdan bezdirdin. Zerre yaşama sevinci bırakmadın:((((8sekiz
ben internette tuzağıma düşürdüğüm insanların yaşama sevinçlerini emerek besleniyorum!!!!
bende büyük bi aydınlanma oldu sayenizde.artık kitapları daha verimli işler için kullanmaya karar verdim.mesela bugün pencere açık dursun diye arasına hemen bir atlas sıkıştırdım ve artık kitaplarla iyi anlaştığım için hemen mutlu oldum.
Bir kişi için bile bir şeyleri değiştirebildiysek çok değişik bir şeyler yapmışızdır gibisime geliyor :/ Yıldızın parlasın!
Evet gerçekten çok değişik birşey yaptınız bende teşekkürlerimi sunuyorum :)
Bu hızla gidersek yavaş yavaş demek ki. Diy mi.
5000 sene önce yazdığım şeyleri okuduğun için ben de seni tebrik ediyorum sevgili Adsız.
bizde soba tutuştururken koca kış milliyet,hürriyet akşam sabah ne varsa tükettiydik. magazin sayfalarını sevmiyoruz tabi kuşe olupta yanmadığından değil popülariteye büyük bir kin beslenir bizim evde. Böle ara ara yemek falan verilir.
Yorum Gönder