Nicedir susuyor olmamı iyi bir şey sanan Doktor Umuz, bir ödül vermek adına beni buranın seyyar yatıcısı ilân etti.Arada bir yatıyorum. Sair zamanda çeneme kuvvet.
Ben de, gömleğimin cebine alelade tıkıştırdığım yaprakları satmaya karar verdim. Şimdi titizlikle müşteri arıyorum. Ancak bir yanları uysa diğer yanları uymuyor. Yaprakların üstünde damar olduğunu kimse görmüyor. Hâl böyleyken satmaya kıyamıyorum.
Her adımımda bir yaprak zayi oluyor.
Koridor uzun...
Ticaretten zerre anlamıyorum.
Birinin bunu Doktora söylemesi gerek.
.
2 Haziran 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
ticaretten anlayan biri olaraktan bi el atıyım.. şimdi deli biladerim.. yaprak öle kuru kuru satılmaz.. bunun sarmasını yapıcaksın.. eğşi eğşi yedireceksin millete.. hatta sarma makinasıylan ufak çaplı bi şov yapıcaksın.. yemeyenin de yiyesi gelicek.. tabi bunların hepsini bi tarafa bırakıp kağat helva işine girmek en güzeli..
Yok biladerim, o konulara istidadım yok, neyleyeyim. Hem kağıt helva dediğin nedir ki, neyi affettirir, neye yararrrrrr!!! En fazla komodinin üstünden hüzünlü hüzünlü bakıp kaybolmuş bir 1 saat on dakikayı hatırlatır.
bi kağat helvanın en kutsal vazifesi muhatabının ağzında çiğnenirken katır kutur ses çıkarmasıdır.. o kağat helva çok bilmesindir.. üzerine vazife olmayan hatırlatma işlerine de hiç karışmasındır..
lan..
Muhatabının ağzına dübel çaktıkları için o katır kutur sesi, şimdilik bir fanteziden öteye geçemiyor. Kağıt helvayı da dişçi denilen nalbura yedirmeyi düşünüyorum. Belki o zaman seni affedebilirim.
benden önce ağzına sıştığı için çok takdir ettim.. nalbur üstü bi dişçiymiş kendisi.. kağat helva da helal hoş olsun ona..
Dikişlerim koptu biladerim. Bi dikiş tutturamadım gitti. ehuehe. Çok pis espri yaptım di mi!
Göt!
Yorum Gönder