.
Doktor Umuz Bey, “Çok klasik olacak ama başka çarem kalmadı, bana çocukluğunuzdan bahseder misiniz?” dedi.
Bahsederim.
İlk cinnetim doğumumdan öncesine dayanır. Benim bir ikiz kardeşim vardı aslında. Daha annemin karnındayken onu yedim. Yer darlığı bana iyi gelmiyor, klostrofobi marazı da tuz biber. Pek lezzetli olduğunu söyleyemem, insan eti sonuçta. Bu yüzden bir türlü sindiremedim zaten. Rahmimde ve hala yaşıyor, biliyorum. Yani ben rahmimde kendi kardeşimi taşıyorum. Doğurmayı düşünüyor musunuz? Hayır düşünmüyorum. Şu lanet dünyaya bir kardeş getirmek istemiyorum da diyebiliriz. Ailem bu gerçeği başından beri reddediyor. Onlara göre bu tamamen benim hayal gücümün abuk bir mahsulü. Kimse evladının böyle bir şey yaptığını kabullenmek istemez tabi, onları da anlıyorum. Ama inkâr neyi değiştirir ki, ben onun orada olduğunu biliyorum. İşte bakın, yine tekmeledi.
4 aylıkken diş çıkardım, belki bilmiyorsunuz ama diş çıkarmak için erken bir dönem. Annem “Dişli olacağın o zamandan belliydi” diyor. Annem her zaman böyle kötü espriler yapmaz. Yoğun baskılara dayanamayıp 9 aylıkken konuştum. Konuşmak, bebeklik örgütüne ilk ihanettir. Çözülmektir yani. O andan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Aslında hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını anladığım gün tam olarak 22 yaşımın 9 Eylül’üne denk gelir ama çocukluğumdan bahsediyoruz, geçiyorum. Babam, ilk olarak “baba” dediğimi iddia ediyor. Oysa ben “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” dedim. Ama içimden. Ebeveynlerin her şeyi bilmesi gerekmez.
Yıllar boyu periyodik olmayan aralıklarla sokakta bulduğum bütün hayvanları eve getirdim. Bizimkiler, bakımlarını üstlendiğim sürece böyle şeylere hiç ses çıkarmaz. Çıkarmazdılar yani. O ineği niye istemediler anlamıyorum. Bu olay biraz hırçınlaşmama neden olmuş olabilir. Doktor olan sizsiniz, psikanalizinize karışmak istemem. İnek vakasından yaklaşık 2 ay sonra erkek kaçırdım. Şöyle oldu; bir gün kampa bir çocuk geldi, ailesiyle tabi. 5 yaşlarında filanım. Çocuk da olsun olsun 6. Ama nasıl yakışıklı, nasıl yeşil gözlü anlatamam. Aşık oldum ben buna, tuttum eve getirdim. Baba peki bu bizimle kalabilir mi? Babam kısa süreli bir kilitlenme sendromu yaşadı. O ara çocuğun ailesi kapıya dayandı, olay büyüklerin yargısına intikal etti. Hukuk her yerde işte. Akabinde çocuk ailesine teslim edildi. Sevenleri ayırdılar. Böyle bir başlangıçtan sonra aşk hayatımın bok gibi olmasına şaşmamalı.
6 yaşımdayken askere gitmeye karar verdim. Vatan borcu namus borcu nihayetinde. Okul başlamadan ödeyeyim de kurtulayım istedim, geciktikçe faize girer neme lazım. Çantama birkaç donla babamın traş takımlarını yerleştirip ben gidiyorum dedim. İşin aslı traş takımlarını ne yapacağımı bilmiyordum. Neyse işte annemle babamın elini öpüp helallik istedim ben. Nereye gidiyorsun dediler. Şimdilik en yakın askeriyeye dedim, dağıtım olunca ben size haber veririm. Annem dehşete kapıldı, babam yine kilitlendi, abilerim gülme krizine girdi, ablam ağlamaya başladı, kardeşim hiç oralı olmadı filan. Aile fertlerimin olaylar karşısındaki duygu durumları biraz enteresan, herkes farklı tepki veriyor. Bu yüzden neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmiyorum. Herkesin aynı tepkiyi verdiği durumlar da yaşadık sonrasında, defalarca. Ama çocukluğumdan bahsettiğimiz için geçiyorum. Nihayetinde beni askere göndermediler, kız olmamı mı yoksa yaşımı mı bu kadar sorun ettiler bilmiyorum.
Birkaç kez evden kaçtım ama akşam olunca sıkılıp geri döndüm. Şimdi de sıkıldım Doktor. Çocukluğumda aranacak bir şey yok. Bir gün uyandım ve hayatım bombok oldu, hepsi bu.
.
21 Haziran 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
21 yorum:
bilom insanları çok tırsıtmışın.. belli ki kimse ilk yorum yazan olmak istemiyo.. bak yampa böle.. bu kadar nemrut olma.. az kırıtık ol.. tamam çocukluğunun menfi tesiri olacaktır illaki de.. geçti yani o.. bırak şu hırçınlığı.. kelimenin her anlamıyla dana kadar oldun.. na böle kamyon tekeri gadar bi götün var artık.. az biraz götünün adamı ol yeaa..
eet bu yorum da şey için.. aheuhaue.. sus lan..
Bak bak, el kadar boyuyla bana dediği laflara bak. Sonra sinirlenince de vay efendim sinirliymişim de bilmem ne.
sinirlenince çok güzel oluyahskajhs..
oysa ki insan eti, teorik olarak en lezzetli et olmalı! plasentadan kaynaklanan bi damak tadı bozukluğu vuku bulmuş sende sanırsam..
Bıravvvoooouu!! bıraööğğvuuu!!
yine harikasin :)
bende evden kaçardım :D hemen geri gelirdim.
http://aslankizinruyasi.blogspot.com/
ben 28 yaşıma kadar hiç evden kaçmadım yaw. dr bey bende bi sorun mu var?
1,5 yaşındaki yeğenim geçen gece saat 02.00 sularında apartmanın içinde bulundu. Şu sensörlü apartman otomatiklerini sensörleyemeyecek cücelikte olduğu için karanlıkta kalarak, neyse ki, apartmanın dışına çıkamadan yakayı ele verdi. Bu olaydan önce en son görüldüğü yer yatağıydı ve afiyetle uyuyordu.
İçindeki çocuk senden geçici olarak kaçarak ilgili vakitte bizim Deniz'e girmiş olmasın?
Şu Doktor Unuz'un tel no kaçtı?
Çok iyi olmuş. Gerçekten inanılmaz eğlendim. Ahahha :)
Ayrıca küçükken yaptıkların sorun değil ben 21 yaşındayken nah çekmeye çalışırken gözümğ morarttım, o daha ağır bir tramvaydı.
bi ara ben de bişiler yazsam mı netsem yaa. hergün hergün ertelenen bir tatil şeyi var; sanırım bu sene tatil yalan olcak la! bunun hıncını senden çıkarmaya karar verdim canım yaaa nasıl da tatlı ve iğrençsin allahın cezası!!! ^_^
Bellatrix; anamın rahminden sonra bir daha denemedim insan etini ama biraz baharatlayınca gideri olur bence. Allah hiçbirimizi ajlıkla terbiye etmesin :/
Öküz; o inek mevzusuna içerledin di mi, hıhımm, ben de çok şey olmuştum.
Ella; n'aber?
Rebecca; evden kaçma.
Mgn; evden kaç.
Nande; denize giresim var :/
Küçüktürüç; Allah başka keder vermesin :/
Kaba; senin ben bağını bostanını sikiyim.
Yandı kafa :/
Kaba, dur ya sana bi şey daha söylicem, şimdi ben yarından itibaren sonsuz bir tatile gireceğim için dsfsfd. Neyse gerisini söylememe gerek yok galiba.
Senin adına çok üzüldüm gerçekten canımın içisi :(((
"Konuşmak, bebeklik örgütüne ilk ihanettir. Çözülmektir yani."
Efendim ben yüksek müsadenizle, nacizhane, kendimce şu yazının "peak pointi" olarak gördüğüm yukarıdaki iki cümleyi, pek tabii kaynak göstererek sosyal medya ortamlarında paylaşabilir miyim?
Ayıbediyosun Selamon, icabında mekan kapatırım sana iki cümlenin lafı mı olur. Afiyet olsundur.
"Benim bir ikiz kardeşim vardı aslında. Daha annemin karnındayken onu yedim."
"davetiyeyi verirken “Gelmezsen ölümü ye” diyerek iğrençleştiği için karşı koyamamıştım. Ölü yemek tarzım değildi."
Kabacığım, canım şeref yoksunu arkadaşım, blogu bızıklayıp çok şahane tesbit yapmışsın da bu ikisi arasında çelişki filan yok ipne. İkiz kardeşimi yedim dedim, ölüydü demedim. Demek ki neymiş, demek ki ölü yemek tarzım değilmiş.
Senin için binlerce nah diliyorum :)))
ciğerparem öyle bi niyetim yoktu zaten. sadece sürekli bir insan yemek şeyiyle dolu olduğunun altını çizdim. hata mı ettim? günah mı şeyaptım?! hata benim günah benim suç benim? :/
çok sıkılıyorum lan! hava bok gibi. hava bok gibi olunca yapmam gereken işi yapamıyorum. işimin meteorolojiyle bu kadar göbekten bağlı olması ne iğrenç bişeymiş lan! hava bana muhalefet yapıyo resmen! allah karretsin böyle havayı yaa :(( tabi sen memursun anlamazsın. niye? çünkü havanın bize muahlefeti, siz memurlara ödül oldu her zaman!! iğrenç bi sistem bu yaaa senden nefret ediyorum allan cezası!!!
sıdıka hnım da evden kaçtı ,artık hamile. hayat herevden kaçan değişik alternatifler sunuyor
selamon haklı beyler.
"Konuşmak, bebeklik örgütüne ilk ihanettir. Çözülmektir yani." kesinlikle ço kral olmuş.
Yorum Gönder