20 Şubat 2010 Cumartesi

Görükmez Canavarlar

.
Uzun zamandır ilk kez bir hafta sonunu kendi evimde geçirebilme şansı bulmuştum. Paşa gönlümün istediği saatte uyanıp ayaklarımı sürüye sürüye salona geçtim. Gece hayvanlar gibi içtiğim için leş gibiydim. Ağzım mahalle çöplüğü gibi kokuyor olmalıydı. (Ampirik bilgi) Galiba taşındığımdan beri evi ilk kez gün ışığında görüyordum. Atıyor olabilirim. Bu kısmı sizi ilgilendirmez! Ama bu kafayla ilk kez gördüğüm kesindi. Gördüğüm şeyi tam olarak ifade etmem gerekirse; katlanması, kabullenmesi biraz güç ama... Ev alenen pisti.

Koltuğa gömülüp eve şöyle bir baktım. Evet evet, hazır fırsat bulmuşken temizlik yapmalıydım. Acaba önce camları mı silseydim? Çünkü cama kuş sıçmıştı. Hayvanöküzü kuş! Niye sıçıyorsun lan camıma!! Neyse işte camları sileyim dedim ben. Bu gerçekten çok iyi fikirdi. Ama ondan önce halletmem gereken daha mühim bir sorunum vardı. Halı!! Birkaç kere üst üste halı deyince kafam tekrar güzel oldu. Halının tüyleri gözümün önünde hareket etmeye başladı. Çünkü neden? Çünkü o tüylerin arasında alçak mayklar yaşıyorlardı ve ben onları bin senedir ellemediğim için orada küçük çaplı bir kabile kurmuşlardı. Halının tüylerinin hareket etmesinin nedeni de sanırım törensel bir dansa başlamış olmalarıydı, emin değilim. Sikerim lan ben onların törenini, artizler! Mayklara çok sinirlendim. Kendilerini elektrik süpürgesinin hortumuyla dövüp nesillerini tüketmeye karar verdim. Ama önce kendimi bu savaşa hazır hissetmeliydim. Mutfağa gidip dolaptaki son birayı aldım. Fakat o da nesiydi? Mutfak cinayet mahali gibiydi. Tezgahın üstünde, geçen gün gözünün yaşına bakmadan doğradığım tavuğun kemikleri sızlıyordu. Bardakların içinde çiçekler büyümüştü. Ocağın üstündeki tencerenin kapağını açtım. İçindeki makarnalar bana doğru ellerini uzatmışlardı. Tanrıya şükür, makarnalarım yaşıyordu! Onları kurtarabilirdim! Ama ne kurtarıcam ipneleri dedim. Bilakis bugün hepsinden kurtulacak, kendime temiz bir ev açacaktım! Kraliçeler gibi yaşatacaktım artık kendimi. O bulaşıklar yıkanacaktı! O kadar!! Ama aceleyle fevri hareket etmek istemediğim için planımı tekrar gözden geçirmeye karar verdim.

Salona dönüp koltuğa yumuldum tekrar. Biramı yudumlarken her şeyin dört dörtlük olması için başka ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Tabi ya! Koltuklar! Koltukları silecektim. Lanet olsun dostum bu harika olacaktı. Koltuklarım tekrar eski şaşaalı günlerine dönecek, dalmaçya köpeği desenli olduklarını hatırlayacaklardı. Belki kimbilir, artık üstlerine oturduklarımda havlamaya başlarlar, ben de onların yastıklarını okşardım. Koltuklarıma karşı sevgi doldum birden, canım koltuklarım. Sonra da belki televizyonun tozunu alırdım. Hem böylece kesin daha net gösterirdi. Çünkü bir kere ablam gelip tozunu almıştı, ordan biliyorum. Bayaa şey oluyor. Neyse işte sonra çişim geldi tabi biradan mütevellit. Tuvalete gittim. Bir süre klozetle birbirimize baktık. Hayır kahrolasıcalar! Tuvalet boklu değildi. Sifon denilen bir şey var sonuçta! Ama kimbilir gözle görülmeyen ne çeşit hayvanlar vardı içinde. Reklamlarda görmüyor musunuz olum? Bir sürü çeşit tiksinç mikro organizma yaşıyormuş içinde. Vıcık vıcık. Bunu düşününce biraz gerildim. Hacetimi yaparken götüme bakan hayvanlar olduğunu düşünmek beni çok yıprattı. Bu ihaneti hazmedemezdim. Hepsini çamaşır suyuyla katletmeye karar verdim. Bu evin kralı bendim!

Elbette yine acele etmedim. Bir kral her zaman sükunetini korumayı bilmelidir dostlarım. İşeyip koltuğa çöktüm tekrar. Hiçbir detayı atlamak istemiyordum. Mesela çamaşır yıkayabilirdim. Makineyi çalıştırmayı geçen gün annem öğretmişti. Gerçi onun makinesiyle benimki aynı değildi ama benzerdi herhalde. Atla deve değil sonuçta. Üstelik mühendislik harikası bir kafam vardı benim hohooo. Her türlü çözerdim yani. Kendime verdiğim bu gaz sayesinde bunu da başarabileceğime ikna oldum. Önce siyahları, sonra beyazları yıkayacaktım. Yumuşatıcı filan katacaktım. Anam süper olacaktı lan! Çok sevinçlendim. Teoride evim tertemiz olmuştu işte. Keyfim yerine geldi.

Sonra kan şekerim düşer gibi oldu ajlıktan. Sehpanın üstündeki nutellayı alıp yerine bacaklarımı uzattım. Televizyonu açıp nutellayı kaşıklamaya başladım.

Bitti.

21 yorum:

sutlukahve dedi ki...

Mürthişsin dostum. Az kaldı ben bile inanıyordum!

sami hazinses dedi ki...

o canavarlar gözükeydi daha mı iyiydi haşmetleri?

seyyarat dedi ki...

Çok hayvan falan sever bir insan olduğundan bence bunlar.

fevkalade olağan dedi ki...

bi an için halının korkudan tüyleri diken diken olmuş hali gözümde canlanır gibi oldu.. gene kandırdın bizi la.. şakacı seni..

Aylin Balboa dedi ki...

Zütlü; ne demek az kaldı inanıyordum lan! İnanmadın mı? Ne yani ben temizlik yapamaz mıyım? Pis bi insan mıyım ben!! Evet dersen sence çeneni kırmaz mıyım?

Zaami; görükmeseler de ordalar biliyorum ben :/ İzliyorlar beni. Uzaylılara bilgi gönderiyorlar böyle. Kodlar filan var. Bir takım korkunçluklar :/

Seyyar At; atları çok seviyorum mesela hıhımm.

Bilom; ya kandırmak filan deme öyle şeyler. Düşünmek başarmanın yarısıydı hani, öyle miydi la o söz? ahuahau. Kafa durdu yine, bildiğin boş levha. Neyse işte sonuçta evimin yarısı tertemiz mantık olarak.

satılmış palamut dedi ki...

seni alan yaşadı yani.

POSTACI dedi ki...

Bir de halıları kırıntılamayın diyor!

Aylin Balboa dedi ki...

Satı; o dediğinde azıcık, böyle bi gıdım bile ironi varsa seni bulurum. Seni bulurum ve ondan sonrası genel izleyici için uygun olmaz tosunum. Bunu biliyorsun di mi?

Cerenimo; çünkü halıları kırıntılamayın! Sonra böyle ne yapacağımı şaşırıyorum işte :( Hayır yani biraz insan olsanız sık sık gelip elimi sıcak sudan soğuk suya sokmazsınız ama nerdee..

kaba şimşek dedi ki...

mustafa sarıgül'ün önündeki tek engelsin la. senin yüzünden bir türlü "temiz şişli" projesi hayata geçemiyo :(((

o tuğalette yaşayan yaratık okan bayülgen diye biliyorum ben ayrıca. sesinden tanıdım şıp diye :/

Aylin Balboa dedi ki...

Okan'sa sorun değil yaa. Okan n'ağberr. ahuahau. Ama böyle de ağzına sıçmış gibi olmak. Kafam karışmak. Sabah sabah dimağım uyuşmak. Tehditler beni yıldıramamak. Şantör!

GeD dedi ki...

Sayın enteldantel, tek kelimeyle süpersin. Evet biliyorum süper zaten tek kelime ama işte anladın sen.

Aylin Balboa dedi ki...

Yemek yapmayı da bilmiyorum :(

kaba şimşek dedi ki...

resmen koca bulmak için kullanıyon burayı yaaa yazıklar olsun :(( zaten milletimiz cahil ve bilinçsiz. hiçbir siteyi amacına uygun kullanmayı bilmiyo :(((( misal chatroulette :((((

Aylin Balboa dedi ki...

Cahil ve bilinçsiz koca istemiyorum. Aslında koca da istemiyorum. Koca ne la? ahuahau. Bak bunu da birkaç kere üst üste söyleyince kafam güzel oluyor. Halı bir koca iki. İkisini tek geçerim.

kaba şimşek dedi ki...

halı bir, koca iki gerisini salla yææ :/

Aylin Balboa dedi ki...

Lokma ve hırka yalan.
Bir halı bir kocayla derviş olur insan.
Lan!

Şiir bu.

kaba şimşek dedi ki...

gerçekten edebiyat dünyasına yön veren bir insan olmadığın için ülke olarak çok şanslıyız :/

Aylin Balboa dedi ki...

Ne yapmadıysam hâlkım için yapmadım :/

kaba şimşek dedi ki...

halkın için bundan daha iyisini yapamazdın zaten.

nonameafterbefore dedi ki...

o kadar iyi anlatmışsın ki o kadar olur yani. çılgın mayklar gibi çıldırdım okurken.

Aylin Balboa dedi ki...

Sağolsun kuzenim gelip bugün beni çılgın mayk'lardan kurtardı. Artık sakin bir hayatım var.