6 Aralık 2009 Pazar

Yazsam Çıldıracaktım!

.
Belki de Sait, Faik'i öldürmese çıldıracaktı. Belki öldürünce çıldırdı, çıldırınca yazdı. Bilemiyoruz. Esasen Habil'le Kabil arasında ne geçtiğini de bilemiyoruz. Yani belki de ilk taşı hiç günahı olmayan attı.. Bildiğimiz tek şey, hiçbir şey bilmediğimiz mi acaba? Bak bundan bile kuşkuluyuz. Yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz bir bok olmadığı açık. Düşünüyoruz diye varolduğumuzu iddia etmek ise, şu çağda, en iyimser ifadeyle ahmaklık olur. Belki de o kapıdan, harbiden geometri bilmediğimiz için giremiyoruz. Belki o kapı artık orada değil. Belki o kapı yok. Kapıyla aramızda Platon'ik bir ilişki kurmanın lüzumu yok.

Not: Bu şekil konularda her türlü Aristo'cuyuz.

Ding dong. Elbette ki bakmıyoruz. Kapı meselesini birkaç cümle evvel halletmiştik.

Zırrr. Telefon sesi bu. Graham Bell'le bir husumetimiz yok. Bakalım.

-Alo götüm n'apıyosun?
-Hiiiiç.
-Bana nihilist nihilist konuşma lan gider borusu! Çaaat!!

Arzuhal: Hazır şiddetin yeri gelmişken, çok kişinin boğazına sığır bacağı sokmak yönündeki bastırılmaz isteğimi ilgilerinize arz ederim. Amin.

İçimdeki çaçaronla yağmur arasındaki paranormal ilişkiden daha önce bahsetmiştim. Yerinin gelmesine bir cümle kala "güherçile" demek istiyorum. Dedim. Arada bir cümleyi zayi ettim ama benim bol fosforlu okurlarım boşluğu tamamlamışlardır muhakkak. Bazen insanın bir cümleye dahi tahammülü olmuyor işte. "Güherçile" demesem çıldıracaktım. Bir an önce "güherçile"den bahsetmeliyim. Fonetik olarak bakarsak "güherçile" çok romantik bir kelimeymiş gibi tınlasa da bu bağını bostanını siktiğiminin rutubet mahsulü, aynı zamanda barut hammaddesi. Mağara ve kayaçlarda doğal olarak oluşabildiği gibi, laboratuar ortamında da geliştirelebilir. Mesela eroin de laboratuar ortamında 1874 yılında geliştirilmiştir ama ondan barut yapmıyoruz. Bi dakka!! Lan!! Yoksa? Tamam la heyecan yapmayın, burada sizi ilgilendiren bir aydınlanma yok. Geçelim. Ne demiştik, kayaç. Dünya'nın katı dış katmanı olan litosfer, kayaçlardan oluşmaktadır. Genel olarak kayaçlar üç tiptir. Bunlar püskürük, tortul ve başkalaşım ...
tr.wikipedia.org/wiki/Kayaç


Güherçileden sıkıldım. Tırnak içine almayacak kadar önemsiz bir kelime benim için artık. Geçici bir hevesmiş, kısmet.

Günün sözü: Cinayet, benim için bir ölüm-kalım meselesi.

Bu araya bir sürü şey yazasım var ama malum, çıldırmam mevzu bahis. Siktiredelim.

09.00 : İlaç saati. Verelim.
16.40 : Uçak saati. Bindirelim.

Ve işte esas mesele: Ben bütün bunların altından nasıl kalkıcam? Kabartma tozu pastayı nasıl böyle kabartır? Kullanılmayan organlar küçülüyorsa ağzım niye kocaman?

-Sizi daha iyi yiyebilmek için yavrum.

Sevgili amına koduğumunun okurlarına not: Depresyona kadar girdim, gelicem.
.

11 yorum:

Serdar Nalçakar dedi ki...

sevdiğimiz bir ablamızdın, yazık olmuş :P

fevkalade olağan dedi ki...

ne yani şimdi sen bişe yaz diye yağmur duasına mı çıkıcaz burda.. ayrıca tırnak geçirilmesi gereken kelime de ziyankar olmalı.. kullanılmayan organların küçülmediğini geçen dersimizde işlemiştik.. habille kabilin bilinmeyen üçüncü bi kardeşi varmış.. adı da kamil.. ve bütün bokluk onun genlerinin altından çıkıyomuş.. yine de nur içinde yat kamil dedem..

sami hazinses dedi ki...

allahın dediği olur.

sutlukahve dedi ki...

İtinayla depresyona girmişsin gördüğüm kadarıyla. Aynı itinayla çıkırsın umarım. Ne ilacı bunlar? Peki bu uçak nereye gidiyor? 'Maslahat güzar' desem 'Güherçile' ile aynı etkiyi yapar mı? Ya da yaptı mı? Kime sormalı? Bilemedim.

kaba şimşek dedi ki...

"Ve işte esas mesele: Ben bütün bunların altından nasıl kalkıcam?"

altındayken kalkmaya çalışmayarak. şöyle düşün: masanın altına düşen kalemi almak için eğilip girdiğin masanın altındayken, hemen ayağa kalkarsan kafanı vurursun. acır. oysa ki akıllı insan, önce kalkarken masaya kafasını vurmasına mahal vermeyecek mesafeye gelene kadar sürünür/emekler ya da benzeri bir şey yapar. sonra sorunsuzca kalkar ayağa.

POSTACI dedi ki...

O değil de şu iki adam sürekli çözümle geliyorlar ya, gurur duyuyorum uzaktan haddimi aşarak.

Adsız dedi ki...

İbneliğin lüzumu olmadığı gibi, sait faikin büstü bende var.

sibly wane dedi ki...

yazmasaydın seri katil olurdun diyesim var. diyebildim.

Aylin Balboa dedi ki...

Potati karşim; hatırlat da en yakın zamanda ağzını burnunu kırayım. Deprasyonlarıma duyarsız sığır.

Bilom; epik abartılarını bekliyorum. Öbdüm ::

Zaami; senin bu Allah yolundaki şuursuz ilerleyişin endişelenmeme neden oluyor.

Sütlükahve; maslahatgüzar sadrazamın en sevdiğim taşağı. Soruları geçelim, seni de öbelim.

Kaba; kafayı masaya çarpmaktan dediklerini anlamaz oldum. Ya da anlıyorum da anlamam yetmiyor diyelim. Çsk nası geçirdi ama. ahauhau. İpne.

Cerenimo; Sütlükahve ile Zaami'yi diyorsun di mi? Hakkaten çok kıral insanlar la.

Moby Dick; Sait Faik'in büstü sana girsin deme isteğimi bastıramıyorum. Yeni de bir din kuruyormuşsun ama n'apalım artık kusuruma bakma. Bu benim kişisel hayvanlığım, seninle ilgisi yok.

Nadam; yazmam seri katil olmama engel olmayacak gibisime geliyor.

Aylin Balboa dedi ki...

Hayvan gibi yorum yazdırmışsınız bana lan ipneler. Ne biçim okursunuz lan siz! Depresyondayım diyorum hala üstümü üstüme geliyorsunuz. Gözlerim belerdi sizin yüzünüzden.

sibly wane dedi ki...

üşenmeden bir bir cevap yazma:) şımarırız alimallah. bu arada gölgesizleri izleyelim çiçeyim. öberim.